Seher Ulutaş – ÜniversiteGo Yazarı
Hayattan ne pişmanlık ne de arzu duyan fakir bir şair,
Aşktan deliye dönmüş bir başrahip,
Gönlü ümitlerle, zihni tatlı düşüncelerle dolu Çingene kız,
Görünümünden ötürü korkunç algılanan iyi yürekli genç adam: Quasimodo…
Bir sabah Notre Dame katedralinin kapısına bir bebek bırakılır. Bu bebek, görenleri şaşkına
çevirecek cinsten korkunç kamburu ve biçimsiz vücuduyla adeta bir yaratığı andırmaktadır. Herkesin korktuğu bu bebeği, Notre Dame katedralinin başrahibi Claude Frollo himayesi altına alır. Fransızca’da “eksik, tamamlanmamış” anlamına gelen Quasimodo adlı bu bebek, artık bu katedralin duvarları arasında büyüyecek; katedralin çanlarını çalmaktan kulağı sağırlaşıp çanlar ve heykeller onun tek dostları olacaktır. Böylece yıllar yılları kovalayacak.
Ta ki güzeller güzeli Çingene kız Esmeralda ile karşılaşıncaya dek.
Kambur koca yürekli Quasimodo ile Güzeller güzeli Çingene kız Esmeralda’nın büyülü hikayesi…
Fransalı usta yazar Victor Hugo’nun ününün çoğalmasına vesile olan Notre Dame’ın Kamburu adlı bu ölümsüz eser,i dönemin Paris’inin mimarisini ve halkın zihniyetini tüm gerçekliğiyle eşsiz tasvirleri ve olayları ile anlatıyor.
Yaklaşık 400 sayfalık olan kitabın ( yayınevlerine göre değişiyor.) ilk 150 sayfası biraz ağır ilerliyor. Bu bölüme kitaba adapte olabilme, karakterleri ve mekanları tanıma, olayların alt yapısını öğrenme de diyebilirim. Bu yüzden önyargılı davranıp kitabı durgun diye nitelendirmek kitaba yapılan en büyük haksızlık olur.
Usta yazarın açıklayıcı anlatımı ve aksiyon yüklü olayları, okuyucuyu meraka sürükleyerek kendine bağlıyor; her sayfasını heyecanla çevirip son paragrafına kadar tüm gizemini barındırmaya devam ediyor.
Eğer siz de benim gibi klasik roman okumayı sevenlerdenseniz mutlaka okumanız gereken bir eser. Klasiklere henüz başlayacaklara önerir miyim? Hayır. 3-4 klasik eserden sonra bu romanı okumanın daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
“Seni hayata bağlayan ne tür sebep var?”
“ Bir değil, bin sebep var, üstadım. Hava, gökyüzü, sabah, akşam, ay ışığı, dostlarım olan serseriler, yosmalarla yaptığımız gevezelikler. Paris’teki güzel mimari eserler, yazmakta olduğum üç kitap.Hangi birini sayayım, bilemem ki!” – Notre Dame’ın Kamburu.