Yazan-Seslendiren Elif NAKİL
Anne, benim savaşımın rengi gökyüzü içindi neden oradan düşen bir parça benim canımı acıtıyor? Gökte sadece kuşlar barınmaz mıydı anne? Uçak görünce uzaktakilerimize selam söyle diye el sallayıp bizi görmesini umardık pilottan, niçin üzerimize bomba yağdırıyor anne? Benim kan kırmızı rengim damarlarımdan gelmeydi, peki benim damarlarımdan, benliğimden ne istiyorlar anne? Çok mu fazlayım bu toprak için? Özgürlüğümün adı oyunlardı benim, benim silahlarımın ucunda gülden mermiler açardı, onlar bu kadar acımasız mı anne? Beş yaşında yumruk kadar kalbimle nasıl anlatabilirim hüznü? ‘Akıtmayın kanımı biraz daha atsın kalbim’ desem beni dinlerler mi anne? Kalbimdeki hüzün dilime vurmuş, içimdeki kan bedenime… Dur, öpme anne, temizleyeyim şu kanlarımı, dudaklarında kalmasın zalimliğin tadı… Senin dudaklarına yakışmaz ki o… Oyun oynarken üstünü lekeleme dediğin kıyafetlerime kan lekesi bulaşmış anne, bana kızma olur mu? Bakma anne çaresizce senin gözlerinin siyahından daha kara benim kırgınlığım, benim kırgınlığım vicdandan yoksun olanlara anne… Benim kırgınlığım bencilliği kendine huy edinenlere, merhametsizliği benimseyenlere… Sen, benim çiçekli dünyam için fazla güzeldin annem, düşmesin sakın gözlerine kinin toz bulutu, elbet ki boğulan olur bu toz bulutundan, elbet ki onları da yakar bu zalimlik… Benim kanımı silecek bir yerim bile yokken, hüznün burukluğu beni güzel zamanların adından mahrum ederken dünya da birileri sevinebiliyor anne… ‘Sevinç’… Sevinç, şimdi bir mermi kadar acımasızlık dolu anne… Benim, yaralı göğümde sevinç çok uzakken bir çocuk rengârenk balonlar için ağlıyor anne… Bir dileği var ki ağlıyor onun için. Bende balonsuz dilek dilesem kabul olur mu anne? Yeryüzünde kimse inlemesin acımasızlığın figanından… Kimsenin yüreğine düşmesin toz bulutundan arda kalanlar… Hatta anne, hüzün diye bir şeyde olmasın yeryüzünde… Ne derdi CHE GUEVERA : Aynı evrende yaşamamalı cellâtlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellâtlar ya da hiç doğmamalı çocuklar
Çok üzülüyorum 🙁