Bu romanda Silvey, Charlie adlı çocuğun-ergenin- dünyaya, insanlara ve hayata bakış açısından yola çıkarak umudun hiçbir zaman yüreklerden silinmemesi gerektiğini hatırlatmış. İhanete uğrasak, doğru bildiklerimiz yanlış çıksa bile… Olaylar Charlie’nin ilk aşkı Eliza Wishart’ın ablasını kasabanın işe yaramaz çocuğu gibi görünen Jasper Jones ile birlikte baraja gömmesiyle başlıyor. Charlie, Eliza’ya olan karşı koyamadığı ama bir türlü itiraf da edemediği aşkıyla baş etmeye çalışırken mutlaka kendinizden de bir parça bulacaksınız. Jasper Jones’in karmaşık ve zorluklarla dolu hayatı üzerinden evrende canlılara hiçbir şeyin adil dağıtılmadığını; önyargıların insanları sadece ama sadece değersizleştirdiğini anlatmış. Yazar, Charlie’nin Jeffrey Lu ile olan dostluğu üzerinden Jeffrey’in keskin zekasını, onun ve ailesinin sırf farklı milletten oldukları için -üstelik milletlerini seçme imkanları bile yokken- yaşadıkları zorlukları olay örgüsü içerisine ustaca yerleştirmiş. Dostluk, sadakat, ilk aşk gibi duygusal konuların yani sıra ırkçılık, savaş gibi toplumsal konulara da yer veren Tanrının Unutulan Çocukları ‘Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa savaştığında o kadar cesursun demektir. ‘ diyerek cesaretin de tanımı yapıyor.