Taha ÖZULUCAN- ÜniversitegGO Yazarı
Herkese merhaba. İsmim Taha. Bu yıl ki üniversite sınavında 118. oldum ve Cerrahpaşa ingilizce tıpa
yerleştim. Şüphesiz sancılı bir süreçti, özellikle dershaneler olmadığından önceki dönemlere göre daha da
sancılıydı bizim dönem için muhtemelen. Bu yazıyı da önümüzdeki veya daha sonra sınava girecek olan
sizlerle tecrübelerimi paylaşmak, yolunuza biraz olsun ışık tutmak için yazıyorum.İnşallah verimli olur
faydasını görürsünüz.
Başlıkta da ifade ettiğim üzere tüm sınav sürecinin 3 adımdan oluştuğunu düşünüyorum.
İlki yüzleşme ve psikoloji, ikincisi teknik süreç, sonuncusu ise bu ikisinden doğan sınav anı zihniyeti.
Bu yaklaşıma bakınca sınavı biraz küçümsüyormuşum gibi görünüyor olabilir. Veya “Söylemesi kolay”
diye de düşünmüş olabilirsiniz. Ama inanın o abartılan, büyütülen, maraton falan gibi dehşetli isimler
takılan sınav bu 3 aşamadan fazlası değil. Gelin bunu böylece kabullenelim, hem gözümüzde büyümesin
hem de hak ettiği endişeden fazlasını taşımayalım bu konuda.
Şimdi girizgahımızı yaptığımıza göre yavaş yavaş ilk adımdan bahsetmek istiyorum. Dediğim gibi ilk
adım sınavın ismiyle cismiyle gerçeğiyle her şeyiyle yüzleşmek ve psikolojinizi düzgün, moralinizi yüksek
tutmaktan ibarettir. Buna ilk adım diyorum; çünkü bunlar sağlıklı yapılmazsa başarısızlık muhtemeldir
bence. Eminim siz de zekası da çalışması da yettiği halde istediği okula yerleşemeyen insanlar
tanımışsınızdır, işte bu insanlarda birinci adım oturmadığından başarıya ulaşılamamıştır diye
düşünüyorum.
Peki ne yapmak gerekiyor?
Şimdi en başta şunu kabullenmemiz gerek: Artık bir sınav öğrencisiyiz, durum önceki yıllardakinden
farklı.Artık TV izleme düzenimizi, sosyal hayatımızı, internette eğlence için geçirdiğimiz vakti kısıtlamak
zorundayız. Kısıtlamakla kalmayıp oluşturduğumuz yeni vakitleri ders vaktine dönüştüreceğiz. Belki bu
hoşumuza gitmeyecek, zorlanacağız; ama şunu unutmayın BU HAYALLERİNİZE GİDEN TEK YOL.
Bir yerde şöyle bir söz okumuştum:Hayalleriniz için isteklerinizden fedakarlık etmezseniz, istekleriniz
için hayallerinizden fedakarlık edersiniz. Bu yüzden bu yıl bu tempoyu göze alacağız. Ağustostan
hazirana kadar ygs sonucunuz denemeleriniz nasıl olursa olsun bu moddan çıkmamak kritik öneme sahip.
Ciddiyeti konsantrasyonu asla elden bırakmamak şart.
Bu bahsettiklerim ikinci adıma, yani çalışmaya önemli bir temel oldu. Bu ciddiyeti kazandıktan sonra
yapılan çalışma daha verimli ve uzun soluklu olacaktır. Ancak ilk adımın bir de duygusal boyutu var.
Sınav hiç şüphesiz sancılı bir süreç.( Zor demek şartlanmak gibi olur, o yüzden siz de zor sözcüğünü
telaffuz etmeyin. Beyniniz kendi sesinize duyarlı olduğundan kendi söylediklerinizle çabuk
şartlanıyormuş. Dikkatli olalım yani söylediklerimizde, kendimizi motive edecek şeyler söyleyelim ki
beyin de ona şartlansın.) Bu sancının çok büyük bölümü de stres korku ikilisinden kaynaklanır. Sınava
yaklaştıkça bu arkadaşlardan daha sık bahsedeceğim, özellikle üçüncü adımda, şimdilik kısaca değinelim.
Aslında sınav paniği öğrenilmiş bir duygu bence. İnanın öyle. Bir düşünün, paniğin sınavda
performansınızı artırdığı oldu mu hiç? Aksine düşürür, bildiğinizi de unutursunuz. O zaman bu panik
durumu hiçbir işe yaramıyorsa, neden yönetimi sizde olan kendi öz zihninizde bu duyguyu barındırasınız?
Bu açıdan bakmak lazım.”Beyin benim beynim, heyecanlanmak istemezsem heyecanlanmam. Ve ben
heycanlanmamayı seçiyorum.” bu sloganı iyice benimsemek en iyisi. Bunun yanında psikologumdan
öğrendiğim bir iki teknik var.Heyecanla ilgili bazı tespitlerim var. Onları da ilerleyen zamanlarda
paylaşacağım.
Birinci adım şimdilik bu kadar. Elinizden geldiğince sınavla yüzleşin, soğukkanlı olun. Ve en
yükseğini hedefleyin. Bir üniversite bir bölüme şartlanmayın. “Nereyi istiyorsun?” sorusuna içinizden
vereceğiniz bir cevabınız olsun tabii ama orası olacak diye bir kaide yok unutmayın.
Sormak istediğiniz bir şey olursa yorum atabilirsiniz. Bir dahaki yazıma dek
sağlıcakla kalın.
Yazımın Devamı için Buraya Tıklayınız