Beyza EROĞLU
Sabahlamaya karar verip uyumadığım bir gece boyunca hayatımı sorgulamak için epey vaktim oldu. Güneşin doğuşuyla kesin kararlar almış biri olarak, yeni güne başlıyordum. Aldığım kararları hayatıma katana kadar vazgeçmeyeceğim.
…
Sokak lambasının sönüşüne şahit olduysanız, kendi ışık kaynağınız hakkında düşünmeye başlayabilirsiniz.
“Nasıl yaşanacağını, kenarda durup izlemeden dünyanın nasıl hem içinde hem dışında olunacağını öğrendim. Bir daha asla ama asla hayattan kaçmayacağım. Aşktan da…”
demiş Audrey Hepburn.
Hayattan kaçmayalım artık.
Şimdi, hayatımızı nasıl güzelleştireceğimize karar verelim. ‘Mükemmelleştirmek’ değil, güzelleştirmek istiyoruz, unutmayın! Çünkü “Mükemmeliyeti boş ver. Her şey kusurludur. Her şeyin üzerinde çatlaklar vardır. Işık da bu çatlaklar ve kusurlar sayesinde görünür.”
Leonard Cohen çok haklı bir detay.
Ben daha önce sosyal medya ile ilgili bir yazı yazmıştım. Hayatımıza ne kadar dahil ettiğimizle ilgiliydi ve o yazıyı yayımladıktan sonra da zamanımı alan bütün uygulamalarımı hayatımdan çıkarmıştım. Whatsapp? Onu bile. Sadece ders çalışmak gibi bir sorumluluğum olduğu için değil, gerçekten hayatta bana kalan zamanı iyi değerlendirebilmek için yaptım. instagram’da takip ettiğim kişileri gerçekten bana bir şeyler katan insanlarla sınırladım ve keşfet kısmına girmiyorum. Hayatı takip etmek istiyorsak dışarı çıkmalı, daha önce okumadığımız bir kitabı almalı ve önyargılı olduğumuz bir yiyeceğin tadına bakmalıyız. Deneyimlemek, en iyi keşif yolu olmalı…
Denk geldiğim güzel bir sitenin linkini de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hayatınıza katacağınız diğer bir kural, bir işi yaparken tüm dikkatinizi ona vermekle ilgili:
Einstein “İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.” Diyerek hayatındaki başarıları referans gösteriyor kanıt olarak bize.
…
En en en sevdiğim kısma geldik. Yalnız kalmak…
21.yüzyıl intiharlarla, hızlarla, uyuşturucuyla, sanallıkla, reklamla dolu bir yüzyıl. Durağan olan pek az şey var ve tüm bu koşuşturmalı dünyamızda kendimizi çok sık ihmal ediyoruz. Asıl olan kendimizi. Durup, gürültünün ardındaki bir fısıltıyı duymamıza imkan yok. Durup küçük bir çocuğa gülümsemeye vaktimiz yok. Durup, hayatımızı sorgulamamız için gereken cesaretimiz yok. Beğenip durduğumuz fotoğrafların ruhu yok, beğendiğimiz sözler dilimize ulaşmıyor ve müzik ruhumuzu doyurmuyor?
Kameralar, ekran görüntüleri, ses kayıtları arasında sahici bir güven bile yok. Hepsini geçin. Hepsini. Kendiniz hariç hiçbir şeyi yanınıza almayıp düşünün, arınmış bir ruhun anlatacağı şeyler, bir yol ayrımında verilecek kararlarımız için ipuçları ve hatta cevaplardır.
Kızgınlıklarımız, sırlarımız, kırgınlıklarımız var değil mi? Sessiz bir yer bulup bağırmak ya da kendini imha eden bir kağıda korkusuzca bunları yazmak isterdik.
O zaman bu linke girin ve biraz huzur için ilk adımı atın.
eğer fazla vaktiniz yoksa, bir ders molasındaysanız ya da dikkatiniz dağılmadan kafa dağıtmak istiyorsanız da dalga sesleri dinleyin. Bazılarımız denize uzağız ama teknoloji sadece zamanımızı öldürmek ve kafamızı karıştırmak için değil…
iki dakika yetiyor bazen değil mi?
…
Ne gibi hobileriniz olduğunu bilmiyorum ama hobileriniz olması gerektiğini biliyorum.
Bazı insanlar bir sorumluluğunuz olduğunda sevdiğiniz bütün her şeyi bir kenara bırakıp, sorumluluklarınızı hayatınızın merkezine koymanız gerektiğini söyler. Fakat, “bütün kurallara uyarsanız bütün eğlenceyi kaçırırsınız.” Bütün eğlence, yaşamdan aldığımız keyfi anlatıyor burada. Hayatımızı daha iyi hale getirmek için tabi ki fedakarlıklar yapacak, ödünler vereceğiz ama asla kendimizden değil…
Zamanı iyi ayarlarsanız, başardığınız her şey için ödüllendirirseniz kendinizi işinizi severek yapmış ve verim almış olursunuz.
15 dakikalık ders arasında bile;
Gitar çalabilirsiniz.
Resim çizebilirsiniz.
Origami yapabilirsiniz.
Şiir okuyabilirsiniz.
Müzik dinleyebilirsiniz.
Ders çalışmanız için ayırdığınız süre bittiğinde;
Film izleyebilirsiniz.
Dışarı çıkıp, tatlı alıp dönebilirsiniz.
Kitap okuyabilirsiniz.
biri sizi film izlerken gördüğünde neden ders çalışmadığınız sorduğunda onlara, “ders çalışma zamanım bitti, zamanı gelene kadar burada olacağım” deyin.
Einstein’ın eşi Elsa eşi hakkında şöyle der: “Piyano da çalabiliyordu. Müzik, teorileri hakkında düşünmesine yardımcı oluyordu. Çalışmaya giderdi, geri gelirdi, piyanosunda birkaç nota çalardı, birden aklına bir şey gelirdi, heyecanla çalışmaya geri dönerdi.”
Çözemediğimiz soruyu üst üste okuyup sonuç alamadığımız zamanlarda pencereyi açıp, dışarı bakın. Soruda gözden kaçırdığınız detaylar gökyüzünde, sokaktaki kedide ya da apartmanların arkasında kalan bir yerde olabilir.
Hayatı edebi yaşayın. Sade ama kesinlikle basit olmayan şekilde.
Şimdi, Yavaşla ve yaşamdan zevk al. Hızlı giderek yalnızca manzarayı kaçırmıyorsun, nereye ve neden gittiğin duyusunu da yitiriyorsun. — Eddie Cantor.
Genciz. Bir daha bu kadar genç olmayacağının bilincine var.
Öleceğiz. Bir daha bu dünyaya gelmeyeceğini hatırla.
İnsanız. Bütün evrende, düşünen, tasarlayan, değişebilen tek âlemiz.
O zaman bütün bu yeteneklerimizi önümüze koyup, kendimiz için iyi yaşam fikirleri bulup, yarın yeni bir hayata başlayalım.
Film izliyoruz ama yönetmenlerini bilmiyoruz. Kitap okuyoruz ama yazarın nerede doğup, neler yaşadığıyla ilgilenmiyoruz. DNA’ nasıl eşlenir öğreniyoruz ama yeni buluşlardan haberimiz yok. Bir sürü meyve ismi sayabiliriz ama çoğunun tadını bile bilmiyoruz, nerelerde yetişir ne zaman ekilir bilmiyoruz.
O zaman başlayalım.
Keşfetmeye!
Gençken yapmak istediğim şeylerin bir kısmını buraya da koyuyorum.
- Bir edebiyat dergisi takip et
- En sevdiğiniz filmi defalarca izleyin.
- Duygularınızı saklamayın, platonik olmayın.
- Kusurlarınızı bilin.
- Kendinizle dalga geçin.
- Kürk Mantolu Madonna’yı okuyun.
- Tiyatroya gidin.
- Klasik müzik dinleyin.
- Türkiye’de ufak ve bilmediğiniz bir şehre gidin.
- Radyo programlarını dinleyin.
- Enstrüman çalmayı öğrenin.
- Telefonunuza dil öğrenme uygulamaları, meditasyon uygulamaları indirin.
- Fotoğraf makinenizle yaşadığınız şehrin daha önce görmediğiniz bir yerine gidin.
- Part time bir işte çalışın.
- Bir resim sergisine gidin.
- Şiir yazmaya çalışın.
- Patent alabileceğiniz bir fikir düşünün, geliştirmeye çalışın.
- Edip Cansever’in ‘masada masaymış ha’ şiirini okuyun.
- Cep telefonsuz bir hafta geçirin.
- Piknik yapın.
- Sevdiğiniz bir insanla yıldızları izleyin.
- Bir yardım kuruluşuna bağış yapın.
- Sevmediğiniz bir müzik türünü dinleyin.
- Hiç denemediğiniz zor bir tarifi deneyin.
- Beğendiğiniz bir işadamı/sanatçı/bilim adamının biyografisini okuyun.
- Psikolojik kitaplar okuyun.
- Bol bol sarılın.
- Dedelerinizin, anneannelerinizin anılarını dinleyin.
- Orhan Pamuk okuyun.
- Emrah Serbest okuyun.
- Bir gününüzü anlatan bir video çekin.
- Sevdiğiniz fotoğraflarınızı çıkarttırıp, odanıza asın.
- Sevgilinizle kitapçıları dolaşıp, aldığınız kitapları okuyun.
- Panellere katılın.
- Yapmak istediğiniz meslekten birileriyle tanışın.
- Sahaftan eski, üzerine notlar düşülmüş kitaplar alın.
- Dünya mutfaklarından yemekler tadın.
- Bir konsere gidin.
- Ülke tarihini öğrenin.
- Özgün olun.
- Hayallerinizi çoğaltın. Gerçekleşeceklerine inanın.
- Origami yapmayı öğrenin.
- Bilimsel gelişmeleri takip ettiğiniz bir dergi/site/program olsun.
- Spor müsabakalarını izleyin.
- Derslerinizi daima elinizden geleni yaparak en iyi şekilde geçin.
- Eski şarkıları dinleyin.
- Yurtdışına çıkın.
- Osmanlı tarihine dair kitaplar okuyun.
- Bir kitap yazın.
Eğer değişmek istiyorsak, sabırla kendimize inanmalıyız.
“Unutma, Sabır sadece bekleme becerisi değildir Beklerken doğru davranış sergileme yeteneğidir.” Joyce Meyer
Sonraki yazım için tıklayınız KASIMDA AŞK BAŞKADIR
Bu yazı beni karanlık dünyamda aydınlatan ışığım olacak, ellerinize ve fikirlerinize sağlık…
teşekkür ederim, dilerim öyle olur.
Bazen bir yazı bir hayat değiştirebilir. Bir umut, bir hayal verebilir. Bazen bir yazı içindeki güzel şeyleri harekete geçirebilir. Ve bazen bir yazı, yapabileceğine inandırabilir. Hayatımda okuduğum en iyi yazılardan biriydi.
çok mutlu eden yorumlardan biri, teşekkür ederim.
Çok başarılı bir yazı tebrik ederim. İlerde inanarak birine önerebileceğim bir yazı.