Seher ULUTAŞ
Werther, şehrin buhranlı hayatından doğaya sığınan, oldukça duyarlı ve yardımsever bir gençtir. Bir gün dostlarıyla birlikteyken Lotte adlı bir genç kızla tanışır. Lotte, nişanlı olduğu için her ne kadar ondan etkilenmemeye çalışsa da buna engel olamaz. Lotte’ye platonik aşk beslemeye başlar. Lotte ile sık sık görüşmeye birlikte arkadaşlık etmeye başlarlar. Werther, Lotte’yle artık bir gün bile görüşmeden edemiyor, her an onu düşünüyordur. Lakin Werther, Lotte’nin nişanlısı Albert’in gelmesiyle artık gerçeklerle yüzleşmiş, acılarını hep içine atmak durumunda kalarak ruhsal çöküntüye sürüklenmiştir.
Avrupa’da pek çok intihara sebep olan Genç Werther’in Acıları adlı eser, Goethe’ nin okuduğum ilk eseri oldu .Kitabın akıcılığı ve kalınlığıyla ters orantılı olarak ortalama beş günde bitirdim.
Eser, mektup-roman şeklinde oluşturulduğu için diğer karakterlerin hakkında gözlemlerinizi, Werther’in düşsel dostu olan Wilhelm’e yazdığı mektuplar sınırında analiz ediyorsunuz. Bazı kaynaklarda, bu eseri yazmadan kısa bir süre önce Goethe’nin Charlotte isimli genç bir kadına duyduğu aşkın ızdırabını, bu eserine yansıttığı söyleniyor.
Albert’in Werther’a karşı tutumu, Lotte’nin dostluğu derken karakterlerin özelliklerini çok duyarlı buldum. Örneğin Werther’in içinde yaşadığı tüm dertlere rağmen çocuklara olan ilgisi ve yoksul insanlara yardım etmesi bir genç olarak takdire değerdi.Pek çok kişinin duygu seline sürüklenmesine neden olan bu eseri okurken o duyguları çok içten hissedemedim.Belki de çeviriden de kaynaklanabilir. Eğer ruhsal çöküntüye kolaylıkla girebilen bir insansanız bu eseri moralinizin yüksek olduğu neşeli anlarınız da okumanızı tavsiye ederim.
“Evet, sevgili Lotte, ben her şeyi bulur getiririm. Yeter ki sen benden iste. Hem çok çok iste, sık sık iste! Yalnız, senden bir ricam var; bana yazdığın mektubun mürekkebini kurutmak için üstüne kum serpme. Bugün mektubu birden dudaklarıma götürünce kumlar dişlerimin arasında çatırdadı.” –Genç Werther’in Acıları