Zeynep BAŞ
Uyandın bir sabah… çevrende hiçbir şey yok. Bir adadasın ve dün uyuduğun odadan sana kalan sadece bir kütüphane ve bir masa. Ne olduğuna şaşırdın ilk önce. Belki korktun ama sonra yanında duran mektubu keşfettin ✉ Açtın başladın okumaya :
Sevgili okuyucu,
Yenin yaşam alanın artık burası. 8 aylık yiyeceğin ve giyeceğin de hazır. Sınava artık burada hazırlanacaksın. Telefonun ve tabletin otomatik pilotta
Yalnızca sen ve senin gerçekleştirmek istediğin hayallerin bu adada. Başarılar !
Iyi de ailem ne olacak ? Peki ya arkadaşlarım ? Hiç biriyle görüşmeyecek miyim ? diye sordun kendi kendine. Her birinin cevabını bulacakmışşın zamanla. Ama şimdi yapman gereken bir sınavın varmış. Ona başlamalısın. Bu sorularla beraber aradan aylar geçti. Zaman öyle çabuk geçti ki senin için ; oyun bile oynuyordun adanda… kendin yaptığın , kurallarını kendin koyduğun. Yeni eşyalar buldun , keşfettin , kullandın. Koskoca 8 ayı bitirdin ve bir mektup daha buldun. Diyor ki :
Artık hazırsın sevgili okuyucu ,
Asıl şimdiki yolculuğunda sana başarılar dileriz !
Ayrılırken burdan üzülüyorsun bile. Korkarak gittiğin o yerden buruk çıkıyorsun. Aylar sonra arkadaşlarınla görüşüyorsun. Değişenler olmuş , gidenler olmuş , kimisi umudunu yitirmiş. Anlayamıyorsun ilk başta. Sonra biri anlatmaya başlıyor neden bu denli mutsuz olduğunu :
– Ne desem ‘Hayır’ dediler. ‘Yapamazsın’ ‘ Çok zor’ dediler. Oysa ben o gücü kendimde hissediyordum.
Bu kelime beynine ok gibi saplanmıştı. ‘Oysa ben o gücü kendimde hissediyordum’ . Sonra arkadaşın devam ediyor :
– Sınav kötü geçince kendime olan inancımı da yitirdim. Onların gerçek olmayan ‘Yapamazsın’ ları benim en büyük korkum oldu.
Sor bakalım kendine :
Senin inancını başkalarının gerçek olmayan ‘Yapamazsın’ ları söndürebilir mi ?
– HAYIR !
Arkadaşın anlatıyor ve sessiz bir şekilde sorguluyorsun kendini.
– Kazanamadım deyince de o korkunç bakışlarla karşılaştım. ‘Neyse yaa’ diyen bakışlar… ama sonra alıştım
Bir kabulleniş olduğunu seziyorsun. Kendi adandan bahsediyorsun ona.
– Gittim kimseler yoktu. İcat bile yaptım biliyor musun ? Ben ve icat. İçindeki güç bu olsa gerek
Şaşırıyor seni dinlerken. Ona da güç oluyorsun. O gidiyor başka birine anlatıyor. O da başka birine…
Senin ıssız adan var mı ? Tabiki var sadece sen farkında değilsin Sınava çalışırken yeni düşüncelere bile ‘Merhaba’ diyebilirsin. Hani o hikayedeki kahraman icat yapmıştı ya. Sende yapabilirsin.
Yeni bir müzik besteleyebilirsin. Yepyeni müzikler keşfedebilirsin.
Kendi kendinin öğretmeni olabilirsin. Hayatından hayat çıkarabilirsin. Ne diyeceğim biliyor musun ? Seni tanımadan , seni hiç görmeden , en içten şekilde , tüm samimiyetimde ve sonuna kadar inanarak : YAPABİLİRSİN…
Çünkü senden önceki başaranların senden bir farkı yoktu
Issız adana hoşgeldin…
o kadar güzel yazmışsınız ki çok güzel anlatılmış , 12 eylül benim doğum günümdü 🙂 sekiz ay sonra görüşmek üzere ben ıssız adaya gidiyorum 🙂